"Atatürk zamanında ben, Aydın'da Serbest Fırka'nın
reisiydim. Fethi Bey bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Fırka ile meşgul oldu.
Aydın'daki belediye seçimlerini kazandım. Gayet dürüst bir mücadeleye giriştim.
Halk Fırkası ileri gelenleri ile tanışıyordum. Ama Halk Partisi'ne, onların rica
ve ısrarına rağmen girmemiştim... Fethi Bey'in partisi, malum şartlar altında
feshedildi. Memlekete derin bir teessür hakim oldu. Halk Partisi kendisini
toparlamak istedi. Vilayetlere heyetler gönderildi. Bu arada Izmir ve Aydın'a
da, Celal Bayar riyasetinde bir heyet geldi...Ben gelen heyetle bir hafta temas
etmedim. Nihayet, Celal Bayar tanıdığım ve hürmet ettiğim bir zattı. Vasıf Çınar
Ittihat ve Terakki mektebinden hocamdı... Ve temas temin edildi. Bu muhterem
zatların ibram ve ısrarı üzerine, Halk Partisine girerek, fikirlerimizi parti
içinde müdafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana kadar ve benimle beraber Halk
Partisi'ne karşı çekingen tanınan arkadaşlarla, Halk Partisi'ne girdik." (Bilgin
Çelik, " Toplumsal Tarih Aralık 2000", "Aydın'da Serbest Fırka ve Belediye
Seçimleri )
1945 senesine kadar TBMM'de komisyon raportörlüğü
yapan Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti'nin getirdiği Toprak Kanunu
tasarısını şiddetle eleştirerek komisyondan istifa etti.Partide yaptıkları
muhalefetten dolayı bir süre sonra Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte
CHP Disiplin Kurulu tarafından 12 Haziran 1945'te ihraç edildiler.
27 Mayıs Darbesi, 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan ve
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk
askerî darbe. Ayrıca
27 Mayıs Askerî Müdahalesi ya da
27 Mayıs İhtilâli olarak da anılır. Darbe emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır; 37 düşük rütbeli subayın planları ile icra edilmiştir. Kritik mevziler bu subayların ellerindeki asker ve silahlarla önce ordudaki
komuta kademesinin etkisiz hale getirilmesi ile ele geçirilmiştir. Sonra cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri tutuklanarak, hükümet; 235 general ve 3500 civarında
subay (daha çok albay, yarbay, binbaşı) emekliye sevk edilerek, ordu; 1402 üniversite öğretim görevlisi görevden alınarak ve bazı üniversiteler kapatılıp el konularak, üniversiteler; 520 hakim ve yargıç görevden alınınarak, yargı kontrol altına alınmıştır.
Darbeden sonra darbeyi planlayan ve icra eden 37 düşük rütbeli subay ve Emekli Orgeneral,
Cemal Gürsel'in oluşturduğu
Millî Birlik Komitesi ülke yönetimini üstlendi.
1950 yılında iktidara gelen
Demokrat Parti'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçelerini ileri sürerek
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine bütünüyle el koydu. 37 subaydan oluşan
Millî Birlik Komitesi bu harekat ile
anayasa ve
TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı
Celâl Bayar, Başbakan
Adnan Menderes başta olmak üzere birçok
Demokrat Partiliyi tutuklattı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Rüştü Erdelhun, İstiklal Savaşı kahramanlarından
Ali Fuat Paşa,
Kore gazisi
Tahsin Yazıcı ve emekli olduktan sonra DP'den milletvekili seçilen eski Genelkurmay başkanı
Mehmet Nuri Yamut da tutuklananlar arasındaydı.
3. Ordu Komutanı Orgeneral
Ragıp Gümüşpala'nın, eğer darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla
Ankara'ya yürüyüp isyancıları yakalayacağını söylemesi üzerine darbeden haberi olmayan Emekli Orgeneral
Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesi'nin başına getirildi. Bu darbenin daha sonraki yıllarda meydana gelen askeri darbelerden farkı
[,
Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde yapılmamış olmasıydı; nitekim dönemin
Genelkurmay başkanı da yönetime el koyan askeri güçler tarafından tutuklanmıştı.
Darbe
Başkent Ankara'yı ele geçirmek için Tümgeneral Selahattin Kaplan komutasındaki 28. Tümen, Tuğgeneral
Yusuf Demirdağ komutasındaki Zırhlı Eğitim Merkezi (
Etimesgut), Süvari Yarbay Reşit Çölok komutasındaki 43. Süvari Alayı, Binbaşı Hakkı Bozkaya komutasındaki Tank Taburu (Harp Okulu arkası) gibi birliklerin ikna edilmesi ya da etkisizleştirilmesi gerekirdi.
23 Mayıs Pazartesi, harekât tarihi 25 Mayıs 1960 olarak kararlaştırılmış ve parolalar belirlenmiştir: zamanında gerçekleşirse
"Dündar Seyhan'ın oğlu sınıfını geçti.", ertelendiği takdirde
"Dündar Seyhan'ın oğlu bütünlemeye kaldı."
27 Mayıs 1960 sabah saat 3.15'te piyade birlikleri ve süvari grubu, 3.30'da tanklar hareket etti. Saat 4.36'da Albay
Alparslan Türkeş tarafından radyoda okunan ilk bildiri ile harekat bütün Türkiye ve dünyaya ilan edildi.
İlk olarak Tuğgeneral
Yusuf Demirdağ evinden alınıp Harp Okulu'na getirilmiş ve nezarethaneye kapatılmıştır. Bundan sonra
Refik Koraltan getirilmiştir.
2. Ordu komutanı Orgeneral
Suat Kuyaş da enterne edilmiştir.
Celâl Bayar Çankaya Köşkünde Veteriner Tuğgeneral
Burhanettin Uluç, Topçu Yarbay Abdullah Tardu, Kurmay Albay
Sami Küçük tarafından gözaltına alınmıştır. Bu arada komite üyelerinden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanı Kurmay Albay
Osman Köksal da yanlışlıkla içeriye kapatılmıştır.
Adnan Menderes
Eskişehir'den
Konya'ya gitmek üzere
Kütahya'ya geçtiğinde Keşif Tabur komutanı Agasi Şen ve Binbaşı
Muhsin Batur tarafından gözaltına alınmış ve Ankara'ya getirilmiştir. Darbenin ilk günü, Bayar, Menderes, Koraltan,
Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakanlık Müsteşarı
Ahmet Salih Korur ve diğer hükûmet üyeleri Harp Okulunda, öğrenciler tarafından darp edilmişler ve enterne edilmişlerdir. İçişleri Bakanı
Namık Gedik ise tutuklu olduğu odanın penceresinden aşağıya atlayarak intihar etmiştir; fakat pencereden aşağıya atılarak öldürüldüğünü savunanlar da mevcuttur.
Cemal Gürsel, İstanbul Yeşilköy Askerî Havaalanı'ndan kalkan
C-47 ile İzmir
Karşıyaka Bostanlı'daki evinden alınıp saat 11.30'da Ankara'ya Harp Tarih binasına gelmiş ve saat 16'da radyoda konuşma yapmıştır.
27 Mayıs 1960’tan, seçimlerin yapılarak normal yaşama geçildiği 15 Ekim 1961 yılına kadar geçen süre, askerin
Milli Birlik Komitesi (MBK) eliyle
cunta olarak iktidarda olduğu dönemdir. Bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin anayasal bütün hak ve yetkileri 38 subaydan kurulu MBK’nin eline geçti. MBK ülkeyi yayımladığı tebliğlerle
askeri cunta olarak idare etmiştir.
3 numaralı Tebliğ ile her türlü siyasi parti neşriyat ve faaliyetleri, gösteri yürüyüşleri ve her türlü toplantı yasaklanmıştır. MBK faaliyetlerinin aksamaması için telsiz ve telefon görüşmelerini kısıtlayan 4 ve 5 numaralı Tebliğlerden sonra, ordunun görevini açıklayan 6 numaralı Tebliğ yayımlanmıştır. 6 numaralı Tebliğin ilk fıkrasında,
“Türk Ordusu bir kere daha tarihi bir vazife karşısında bulunuyor. Bu vazife; dâhilde memleketi buhran ve felakete sürüklemek isteyen hırslı politikacıların elinden kurtarmaktır” demektedir.
Aynı şekilde 13 ve 32 numaralı Tebliğlerde bu darbenin yapılış gerekçeleri şöyle yer bulmuştur:
“Biz vatandaşları birbirine düşürecek bir kardeş kavgasını önlemek için bu işe giriştik”. “Milli İnkılâp, hiçbir şahsın, hiçbir zümrenin lehine yapılmış bir hareket değildir. Muhterem halkımızın, köylü ve işçilerimizin demokrasiye kavuşması, hak ve hürriyetinin teminatı, iktisadi kalkınması, ana prensibimizdir. Vatandaşların hususi işlerinde ve her türlü çalışma yerlerinde, kardeşlik duyguları ve huzur içinde bulunmaları esastır.”
İsmet İnönü'nün
Mebusevleri Ayten sokak (no. 22)'taki evi de koruma altına alınmıştır.
MBK üyelerinden
Muzaffer Karan ve
Fikret Kuytak öteden beri CHP genel sekreteri
İsmail Rüştü Aksal ile temas halindeydiler. Darbeden sonra bunlarla aynı grubu oluşturan
Refet Aksoyoğlu,
Suphi Gürsoytrak ve
Ahmet Yıldız ile birlikte CHP ile irtibatlı olarak çalışmışlardır.
İsmet Paşa, gerdeğe girecek bir delikanlı gibi iktidar için sabırsızlanıyor. (Cemal Gürsel)
CHP'deki atmosferi "Aman ne iyi, asker geldi memkeleti kurtardı" olarak tanımlamıştır.
Kaynak: