31 Aralık 2015 Perşembe

Yılbaşı- Noel

Yine bir yıl bitiyor, yine yeni bir yıl geliyor ve yine kutuplara bölünüp taraflar birbirine çılgınca “yılbaşı” göndermesi yapıyor. Umarım yüzyıllarca bu böyle devam etmez.
Kimine göre “yılbaşı”, kimine göre “Noel” kimine göre aradaki farkı çok dikkate almadan yapılan eğlenceler- kutlamalar işin odak noktası. Kavramları netleştirerek konuya bakarsak;
Yılbaşı: Batı ülkelerinin ve 1926'dan bu yana Türkiye'nin kullandığı düzeltilmiş Gregoryan takviminde, yeni yılın başladığı gün.
Noel: “Hristiyanların her yıl 25 Aralıkta Hz. İsa'nın doğum gününü kutladıkları yortu
Yortu: Hz. İsa'nın yaşamını, ölümünü, dirilişini ve azizlerin yaşamlarına yansımış olan erdemlerini anmak üzere kilisenin belirlediği kutsal günler.
Hadi birde şu Gregoryan takviminin ne olduğuna bakalım:
Miladi takvim ya da Gregoryen takvim, Jülyen takviminin yerine Papa XIII. Gregory tarafından yaptırılan takvim. Milad'ı tarih başlangıcı ve Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eden takvim.
Yorulmadık derseniz bir alıntıyla biraz daha derine ineceğim smile ifade simgesi
“Tarihi kaynaklar incelendiğinde, Hz. İsa'nın doğum tarihine dair kesin bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Bu konuda, farklı rivayetler olup, Hıristiyan kaynaklarında da farklı tarihler yer almaktadır. Hz. İsa’nın doğum tarihinin yıl olarak milattan önce dört ile altı yıl evvel olduğu, doğum günü olarak da Batı'da bulunan kiliseler 25 Aralık gününü, doğum tarihi olarak kabul edip kutlarlarken, Doğu kiliseleri ise bu tarihi 6 Ocak olarak kabul etmektedir.
Hz. İsa’nın doğum tarihindeki bu ihtilafların sebebini ise, Meydan Larousse’un ‘Noel’ maddesinde şu şekilde açıklanmaktadır: “Milattan önce güneşe tapan putperestler, tanrı saydıkları Güneş’in her gün biraz daha erken kendilerini terk etmesine üzülürlerdi. 25 Aralık’ta günler tekrar uzamaya başlayınca, Güneşin kendileri ile kalmaya razı olduğuna sevinerek kutlamalar yaparlardı.”
Bu kutlamalar sırasında dans ederler, içki içerler ve ışıklandırma yaparlardı. O günde hindi kesme, domuz başı, kaz kızartması yemeyi ve birbirlerine çeşitli hediyeler vermeyi, gelenek haline getirmişlerdi. Ayrıca; Güneşe tapan ve kurtarıcı tanrılarının kış başlangıcında doğduğuna inanan, diğer putperest milletler de vardı. Bunlar da Julian takvimine göre kış başlangıcı olarak kabul edilen 25 Aralık’ta özel kutlama törenleri yaparlardı.
Yeni Rehber Ansiklopedisi’nde ise konuyla ilgili olarak şunlar anlatılır: “O dönemde, Hz. İsa’nın doğum günü kesin olarak bilinmediği için, ilk Hıristiyanların Hz. İsa’nın doğumu için kutladıkları özel bir gün yoktu. Bu sırada Roma İmparatorluğunun her yerinde Güneşe ve putlara tapılıyordu. Roma İmparatoru Büyük Konstantin, putperest iken miladın 313 senesinde Hıristiyanlığı kabul etti. Putperestlikten birçok şeyleri de Hristiyanlığa soktu. Güneş tanrısının doğum günü kabul edilen 25 Aralık’ı yılbaşı kabul etti. Hz. İsa’nın kurtarıcı tanrı olduğuna inanan Hristiyanlar da, Hz. İsa’nın 25 Aralık’ta doğduğunu kabul ettiler. Sonunda bu geceyi miladi yılbaşı ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar.”
İşte 25 Aralık–1 Ocak arası bu eğlence günleri ve tatil olarak kabul edilmiştir.
Bütün bu anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere, İmparator Konstantin mağlûp edilemeyen güneş kültüyle, Mitra kültünü Hristiyanlık’la birleştirmiş, böylece onun zamanında Noel ortaya çıkmıştır. İmparator Aurelion’dan itibaren güneş kültü Hıristiyanlık inançlarıyla bir sentez oluşturmuştur. Böylece Noel, Roma Katolikleri tarafından Hristiyanlığa adapte edilmiştir. Aslında yılbaşının Hristiyanlıkla ve Hz. İsa ile hiçbir alakası yoktur. Katolik dünyası sadece 25 Aralık gecesini kiliselerde ayinler yaparak geçirmektedirler. Fakat 31 Aralık’ta yılbaşı geceleri ise kiliselerde ne ayinler yapılmakta ne de o gece bir takdis havası içinde kutlanmaktadır.”
Tıklayınızsmile ifade simgesi
Tüm bu bilgiler ışığında 25 Aralık – ile 31 Aralık kutlamalarının karışması kafaları da karıştırıyor. Yılbaşının, noel (Christmas) havasında “çam ağacı süsleyerek, hindi keserek, sınırı olmayan çılgınca partiler eğlenceler düzenleyerek, kapitalist düzenin olmazsa olmazı güne özel hediyeler alıp-vererek, geceliği bilmem kaç dolara olan lüks mekanlarda geçecek gecelerle (?)” ayrı bir anlamla kutlaması elbetteki insanlar tarafından farklı yorumlanıyor. Hayata bakış tarzlarına göre kim ne düşünüyor, kim duruma nasıl yaklaşıyor zaten herkes tarafından biliniyor buraya dokunmak istemiyorum. Her yerde olduğu gibi burada da acayip kutuplaştık, elimizden gelse burada da birbirimizin gözünü oyacak durumdayız.
Herkes yaşadığı hayatının direksiyonunda, gitmek istediği yolu zaten kendi belirliyor, kime nereye gideceğini, hangi yoldan gideceğini, nerede duraklayacağını, ne yapacağını söylemek gibi bir dahlimiz asla olamaz. Zaten inançları, bugüne kadar aldıkları öğretileri ve itibar ettikleri, ilerlediği yolda en yakın yön vericileri olarak yan koltuklarında Co-pilot olarak oturuyor. Bu nedenle her bireyin olaylara yaklaşımına, (kendimizin de bir birey olarak saygı duyulmayı beklediğimiz için) saygıyla ve sevgiyle yaklaşmalıyız. Galiba toplum olarak unuttuğumuz da bu, çok bireyleştik ve toplumsal saygı, sevgi hasletini unuttuk. Bir an önce bu huyları tekrar akıllarımızda ki, kalplerimizdeki yere monte etmeliyiz. Eğer her yerde gördüğümüz bu kutuplaşma aynı hızla devam ederse zaten başka yerlerimizi başka şeyler monte edilmiş olacak smile ifade simgesi
Herkesin neyi neden kutladığını bildiği, nereden gidersek gidelim yolun sonun toplumsal birlik olduğu, mutluluğun, dostlukların ve huzurun baki kaldığı, ayrışmadan daha derin köklerle birleştiğimiz nice nice güzel yıllara inşallah. Daha mutlu, daha özgür, daha biz bir 2016'da görüşmek üzere. Sevgilerimle

10 Eylül 2015 Perşembe

KAYGIMIZ VATAN OLSUN!

Biraz geri, seçim öncesine gidip o zaman ki atmosfere yeniden dönelim. O zamanın iktidar partisinin oy oranlarına bakıldığında tek başına iktidar olma ve anayasayı değiştirme gücünde olduğu görülüyordu. Hatta bu gücün başkanlık sistemine geçişte etkili olacağı konuşuluyordu. Mevcut muhalefet partileri iktidarı çok fazla zorlaymıyor, etkisiz kalıyordu. Durum böyle giderse ülkenin gündemi tek partinin yönetiminde ana yasa değişikliği ve başkanlık sistem olarak değişecekti. Diğer taraftan CB, eski CB'ler göre elindeki tüm yetkilerini kullanıp bu sistemin provalarını yapıyordu.

Haliyle ve kendince haklı nedenlerle gündemin böyle değişmesini, özellikle CB'nin başkanlık sistemine geçmek istemesinin önünün kesilmesini isteyenler oldu. 

Bu arkadaşların, akıllarına parlak bir fikir getirildi. Eğer meclise 4. bir parti girerse, meclis aritmetiği ve buna bağlı gündemde değişecek ve CB'nin istediği yola da girilmeyecekti. Peki nasıl olacaktı bu iş?  
Tabi ki meclise girmesi en muhtemel partiyi yani "HDP" meclise sokarak. 

Oldu mu? Oldu hemde fevkaladesiyle oldu. Hatta kantarın topuzu kaçtı diyenler bile oldu.  HDP, MHP ile yakın oran ve millet vekili sayısıyla meclise girdi. Böylelikle bu arkadaşların istediği de oldu. 

Sonra, sonrasını da ben anlatmayayım bugün geldiğimiz durum ortada... Birilerinin (siz neresinden bakıyorsanız) isteğiyle kaos içinde, istikrar ve güvenden uzak, kan ve göz yaşı içinde bir ülke resmi çıktı ortaya..

Peki, bu saatten sonra ne yapılmalı?
Elbette, öncelikle sukuneti sağlamak için siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakıp, terörden, teröristen, silahtan, kan ve öfkeden uzakta durup istikrar ve güven için Vatan'ımıza sahip çıkmalıyız.

Sonrası, sonrası "Allah kerim" elbet geçmiş yıllarda olduğu gibi yine, yeni çıkar yollar bulunacak. İşte bu yolları bulmak için çokca sorular sormamız gerekecek kendimize.
Benim kafamı kurcalayan ve araştırılmasında çok büyük fayda olduğunu düşündüğüm en kritik soru şu;
Eğer meclise iki güçlü parti girseydi oyunuz hangi partiye olurdu? sorusunun cevabı, yada cevapları.. 

Buradaki temel düşünce, halk kendi durumuna ve görüşüne göre kendine en yakın (oy olarak en büyük) partide tercihlerini birleştirse yani bir başkasının eline bırakmadan sandıkta koalisyonu kurabilir mi? malum son araştırmalarda meclis aritmetiği çok değişmedi. Yani, bir önceki davranışın aksine daha uçlardan içeri doğru gelinerek ülkeye güven, istikrar getirecek güç birliği verecek oluşumu eliyle kendi yapsa.. En azından her iki tarafta birbirini kontrol edebilecek güç dengesinde olsa.. 

Seçim sonrası gelişmeleri gördük, hiçbir kurum başkanlıkları yada komisyonlarda hızlı ve dengeli bir seçim yapılamadı, her yer tıkandı. Böylelikle bu durumunda bir çok konuda ülkenin önü açılmış olacaktır.

Daha sonra bu düzen her türlü yeniden sorgulanır. Hatalarımız, yanlışlarımız tekrar gözden geçirilir. Ülkeyi daha adil yönetecek bir anayasa yapılır ve 80 anayasası vesayetinden de çıkılır. Güç dengesinin olduğu yerde sorunlar çabuk aşılır,
yeter ki ÜLKEMDE BİRLİK OLSUN.


Nacizane.. 

2 Eylül 2015 Çarşamba

Ülkem üstüne, Ülküm üstüne

Ülke olarak çok çetin zor bir dönemden geçiyoruz. Her yerimizden parça parça ayrılıyoruz bizi ayakta tutacak millet, bayrak, toprak, namus gibi değerler bile bir arada tutmuyor artık.
Herkes kendince ülkeyi kurtarma çabasında (?)
Herkes karşısındaki hain, güvenilmez, satıcı gibi hafif tabirlerle kötü görüyor.
Herkes herkese göre yalan söylüyor, yanlış yapıyor.
Ülkenin birliği bütünlüğü, ekonomisi, yaşanılabilir olması ortak veri fakat herkes ayrı telden çalıyor.
Birdik bölündük, parçalandık artık başkaları tarafından yönetilir, yönlendirilir olduk.
Bilgisizce, olayların üzerine fikirler ürettik. Bilgi sahibi olmadan maalesef fikir sahibi olduk.
Ne duyduysak, okuduysak içeriğine bakmadan paylaştık, bilmeden istemeden doğrunun da yanlışında tarafı olduk.
Herkesi yaftaladık ve hala yaftalamaya devam ediyoruz elimizde önümüzde müspet bir delil yokken bile.
Hainler, çalıyorlar, hırsızlar, yolsuzlar, onun oğlu şöyle bunun kızı böyle, o soysuz, bu boysuz, o donsuz bu çulsuz.....
Yüzyıllardır hep aynı teraneyi pişirip pişirip önümüze koydular Bizde o hainler sofrasına oturup yemeklerin tadına baktık. Kimi yemeğin tuzu, biberi yağı olduk, hala oluyoruz.
Peki hepsi neden, hesapta ülke menfaatleri için?
Artık kim kimin elini tutuyor, kimi kimin adamı bilemez olduk çünkü ortada adam kalmadı. Etrafımda akıl sahibi olduğunu düşündüğüm insanlar bile kendi görüşleri içinde boğulduklarını göremiyorlar. Kimse karşı tarafın havasını soluyup, suyunu içeyim demiyor. Moda lafla "hani empati ?" Yok, herkes külliyen yanlış.
Yok ....... öyle değil işte..
Birbirini dinlemeden, anlamadan, anlamaya çalışmadan onun gibi düşünüp onun gözlüğü ile olana biten bakmadan neden konuşuyor, neden yazıyoruz. Neden devleti (makamın içinde oturana bakmadan) kötülüyor ve oteriteyi yerin dibine sokuyoruz.
Hangi ülkede vatandaşı devletini bu derece yerin dibine sokmaya çalışır. Her şeyi bir kenara bırakın arkadaşlar bu devlet sensin, benim bu devlet hepimiz değil miyiz?
Aksayan, bozulan yanları kendi içimiz kendimiz tamir edeceğiz. Bunun için silah kullanmak, eylem yapmak, adam öldürmek, yakmak yıkmak niye...
Bunca yıl yaşamışlığımla gördüğüm şey şu ki, biz yıllar içinde bir çok sorunu el birliği ile bertaraf ettik. Yine geçmiş tecrübelerim destekli şunu diyebilirim ki birilerinin oyununa geliyoruz ve başkalarının hesabına birbirimizi yiyiyoruz.
Gelin biraz daha sakin, itidal içinde olalım her şeyi kötü görüp dünyamızı, dünyalarımız karartmayalım.
Gazete, dergi, tv veya radyo veya internette okuduğumuz takip ettiğimiz kişilerin paylaşımlarına, içerikleri kadar değer verelim.
Ne diyor, doğru mu yanlış mı? araştırıp, içine girip ondan sonra paylaşımda bulunalım, aksi durumda aynı yanlışa paydaş olmalayalım. Biraz empati, biraz araştırma, gerçek bilgi bu işi çözer. Bilgi olunca kanmak, kandırılmak zor olur. BİLMEDEN FİKİR ÜRETMEYELİM. Neden diye soralım.. neden....
Neden böyle olmuş olabilir?
Neden böyle söylüyor?
Neden böyle yapıyor?
Ne kadar çok sorgu, ne kadar çok bilgi, o kadar az yanılgı...
saygılarımla....

23 Ocak 2015 Cuma

Kardeş Payı 23 Bölüm Yeni Sezon Fragmanı

                             Hadi artık çok özledik


Opel Astra


Opel Astra – Dış Görünümler


Opel Astra – Dış Görünümler


Opel Astra – Dış Görünümler

Şık, stil sahibi ve dinamik.

Opel Astra göründüğü kadar dinamik bir otomobil. Mükemmel bir direksiyon tepkisi ve olağanüstü süspansiyonuyla sizi yola bağlıyor. Buna hassas ve verimli motorları da eklediğinizde nefes kesen bir sürüş deneyimi ortaya çıkıyor.

Etkileyici alan ve esnekliğe sahip şık bir otomobil mi arıyorsunuz? Opel Astra’nın sıradışı özelliklerine bir göz atın.
  • Baş döndüren çarpıcı tasarım
  • Olağanüstü konfor donanımı
  • Sıradışı sürüş dinamikleri
  • Hassas tepkili motorlar
  • Son teknoloji ürünü güvenlik özellikleri



           Başlangıç Fiyatı
        47.907,81 TL


Teknik özellikleri için tıklayın

Lada Vesta 2015

Rus AvtoVaz,Lada Vesta'nın test üretimine başlıyor..


Rusya'nın en önemli otomotiv firmalarından biri olan AvtoVaz, Lada Vesta'nın  test üretimi için düğmeye başladı.Önümüzdeki haftaya kadar 25 aracın test üretimini gerçekleştirecek olan AvtoVaz, sersi üretime ise Eylül ayında başlayacak.Rusya fiyatı 6100 dolar olarak açıklanan yeni Lada Vesta'nın şuanki kur ile birlikte Türkiye fiyatı 14 Bin TL civarlarında oluyor.Fakat yüksek vergi oranları nedeniyle 26 Bin TL ile 30 Bin TL arasında bir fiyata sahip olması bekleniyor.


76.6 milyon dolarlık ek yatırım yapılan Vesta modelleri, geçen sene Almaya'da fren ve denge sistemleri için girdiği testlerden başarılı bir şekilde ayrılmıştı.İlk olarak hatchback versiyonları üretilecek olan Lada Vesta'nın daha sonra da sedan kasalarının üretimi gerçekleştirilecek.Kaputun altında ise yeni olarak üretilen 1.4 litrelik turbo motor bulunacak ve 100 beygir gücüne sahip olacak.
Bir diğer Lada modeli olan Xray Cross modeli ise 7500 dolardan satışa sunulacak.Renault Sandero ve Dacia Duster'dan izler taşıyan bu modelde camlarda ,direksiyonda,aynalarda ve koltuklarda ısıtma sistemi standart olarak veriliyor.

Ey aşk Nerdesin?


                                       Ey aşk Nerdesin?

22 Ocak 2015 Perşembe

Golf Reklam Filmi

                                 Golf Reklam Filmi

Yeni Golf

                              Golf - Bagaj Bölmesi

MTV Ödemeleri 2 Şubat 2015'e uzatıldı

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Bu yıl 31 Ocak 2015 hafta sonuna denk geldiği için, MTV'de ilk taksit ödeme süresi uzatıldı. Ödeme için son tarih 2 Şubat 2015 olarak belirlendi. İkinci taksit ise Temmuz ayında ödenecek. Eğer 2 Şubat'a kadar ödeme yapılmazsa faiz işlemeye başlayacak.

MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) öğrenmek için tıklayın

WhatsApp laptop ve bilgisayar üzerinden de hizmet verecek


ntv.com.tr
Teknoloji
whatsapp-web

Popüler mobil mesajlaşma servisi WhatsApp, kullanıcılarının bilgisayarlar üzerinden mesajlaşmalarını sağlayacak yeni özelliğini kullanıma sundu.

Kullanıma girdiği günden beri sadece mobil cihazlarda kullanılabilen mesajlaşma uygulmasıWhatApp, artık web üzerinden de hizmet verecek.
WhatsApp'ı bilgisayarda kullanmak için yapılması gerekenler şöyle;
-Kullanıcıların web.whatsapp.com sitesindeki QR kodunu akıllı telefonlarına taratması gerekiyor. Bu uygulama şu an için sadece Google Crome üzerinden yapılıyor.
-Bu işlemin ardından kullanıcıların WhatsApp hesaplarını otomatik olarak Web'e uyumlu hale getiriliyor. 
-Bu işlem şu an için sadece Android ve Windows işletim sistemi ile çalışan akıllı telefonlar ile yapılabiliyor.
-Söz konusu işlem Apple'ın platformundaki kısıtlamalarından dolayı iPhone'larla yapılamıyor.
Facebook, WhatsApp’ı 19 milyar dolar karşılığında bünyesine katmıştı
İlk etapta Google Crome ile kullanılabilen web.whatsapp.com’un önümüzdeki dönemde diğer internet tarayıcılarına da uyumlu hale getirilmesi bekleniyor.

WhatsApp’ın 700 milyonun üzerinde aktif kullanıcısı bulunuyor. Şubat 2014’te Facebook tarafından satın alınan WhatsApp’ın yeni stratejisi kapsamında aktif kullanıcı sayısını gözle görülür oranda artırması bekleniyor.

Kıdem tazminatı hesabı


Tavan fiyatını açıkladı!

Kıdem tazminatı hesaplanırken aynı işverene bağlı olarak geçirilen bütün süreler birlikte değerlendirilir. Yani işçi aynı işverene bağlı farklı işyerlerinde çalışmış olsa bile çalıştığı bütün sürenin karşılığı olarak kıdem tazminatını alır. Kıdem tazminatında çalışılmış her bir yılın karşılığı olarak bir aylık brüt ücrete hak kazanılır. 20 yıldır aynı işverene bağlı olarak çalışan bir işçi, 20 aylık brüt ücreti tutarındaki kıdem tazminatı alır. Kıdem tazminatında hesabında süre için bir üst sınır yok.
 Yılsonunda veya haziran başında emekli olacak işçi ile yılbaşında ve temmuz ayı başında emekli olacak işçinin eline geçecek kıdem tazminatı farklı olur. Çünkü 1 Ocak ve 1 Temmuz'da tazminatı tavanı değişir. Kıdem tazminatında 2015 yılının ilk altı ayı için belirlenen tavan rakam 3.541,37 TL'dir. Yani bir işçi 2015 yılının ilk altı ayı boyunca bir yıl çalışmasının karşılığında en fazla 3.541,37 TL kıdem tazminatına hak kazanabilir. 20 yıl hizmeti olan işçinin brüt ücreti 5.000 TL bile olsa eline geçecek kıdem tazminatı en fazla 70.827,4 TL olacaktır. Bu tutarın üzerinde kıdem tazminatı alınması mümkün değildir.

20 Ocak 2015 Salı

Volkswagen Caravelle

Volkswagen Caravelle 9+1 Kişilik
Volkswagen ticari araçların yeni üyesi, Caravelle 9+1

9+1 Volkswagen Caravelle modelinde hız sabitleyici standart

Ocak 2015’de Türkiye pazarına, Trendline modeliyle giriş yapacak olan Volkswagen Caravelle’de otomatik yanan farlar, yağmur sensörü, kendiliğinden kararan iç dikiz aynası ve hız sabitleyici standart donanımlar arasında yar alıyor. Ayrıca, yine standart olarak sunulan klima sistemi, hem kabine hem de sürücünün bulunduşu alana üfleme özelliğine sahip. Böylece 9+1 Caravelle modelinde etkin bir iklimlendirme sağlanabiliyor. 9+1 kişilik Volkswagen Caravelle, 102 beygir gücünde TDI dizel motora sahip.

1901 YILINDA TESPİT EDİLEN PETROL HARİTASI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 106 yıl önce Sultan II. Abdülhamid'in hazırlattığı petrol haritasının peşine düştü. Sultan'ın petrol haritası gerçek mi? Türkiye bir petrol denizi üzerinde mi? Çalışmanın talimatını veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız merak edilen soruları cevapladı.

İkinci Abdülhamit 'in 106 yıl önce hazırlattığı harita gerçek mi?

"Bakanlık koltuğuna oturduğumda en çok merak ettiğim şeylerden biri de ikinci Abdülhamit'in petrol haritalarıydı. Musul ve Bağdat'ı içine alan daire içerisinde yaptırılan belli bilimselliği olan bir harita. Bugün bilinen sahaların pek çoğu bu haritada görülüyor. 100 yıl önce hazırlanan bu harita geçerliliğini koruyor. Bu harita şu anda Batman ve Adıyaman gibi petrol aradığımız yerleri de içeriyor."







Güneydoğu'da yüksek rezervli petrol bulunduğu, Türkler kullanmasın diye betonlandığı iddiasına ne diyeceksiniz?

Son 10 yılda petrol arama faaliyetlerimizi 13 katına bütçeyi de yıllık 1.1 milyar dolara çıkardık. Bu sözün efsanevi tarafları var. Petrol kuyucularının çevrelerinin korunmak amacıyla kapatılması kanuni bir zorunluluktu. Petrol fiyatı artınca da kuyular açılabilir. Buna yabancılar Türkler kullanmasın diye kapattı demek doğru değil.


KAYNAK:http://www.kemahtarihi.com/?Syf=18&Hbr=405426&/ULU-HAKAN-1901-YILINDA-TESPİT-ETTİRDİĞİ-PETROL-HARİTASI

Moody's, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin petrol fiyatı tahminlerini düşürdü.



Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's,  2015 ve 2016 yıllarına ilişkin petrol fiyatı tahminlerini düşürdü.
 
Moody's'in resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, ham petrol  fiyatlarının 2015 ve 2016 yıllarında zayıf seyrini sürdüreceğinin öngörüldüğü  belirtilirken, etkili bir arz müdahalesinin de en azından 2016'ya kadar mümkün  olmadığının değerlendirildiği aktarıldı.
  Düşük ham petrol fiyatlarının Güney ve Güneydoğu Asya'daki arama ve  üretim şirketlerini negatif etkileyeceği, bununla birlikte rafine marjlarını  desteklemeye yardım edeceği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 

4. çeyrekte rafinerilerin güçlü marjlardan faydalanmasını bekliyoruz.  Aynı zamanda düşen petrol fiyatları göz önüne alındığında 4. çeyrek boyunca  stoklarda düşüş kaydedilecektir. Bölgesel rafineri marjının 2015 yılında zayıf  kalmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, Brent petrolün varil fiyatı için  beklentimizi 2015 yılı için 55 dolara, 2016 yılı için de 65 dolara düşürdük.
Ayrıca, Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı için beklentimizi de 2015 ve  2016 yılları için sırasıyla 52 dolar ve 62 dolar olarak aşağı yönlü revize  ettik." 

Kaynak:http://finans.gazetevatan.com/haber-detay/gundem/moodys-petrol-tahminlerini-dusurdu/11718/

15 Ocak 2015 Perşembe

Süleyman Şah


  
Süleyman Şah veya Süleyman Şah Kaya Alpoğlu (1178? - 1227, Fırat), Kaya Alp'in oğlu, Ertuğrul Gazi'nin babası, Osman Gazi'nin dedesidir. Oğuzların Kayı boyundandır. Doğum yeri ve tarihi hakkında kesin bilgiler yoktur.
12. yüzyılın sonlarında doğduğu ve Kayı boyunun reisi olduğu bilinir. Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın Orta Asya’daki istilâsı üzerine, 13. yüzyılda Türkistan’dan batıya doğru göç etmeye karar vermiştir. Türkistan'dan 50.000 kişiyle Kuzey Kafkasya üzerinden Doğu Anadolu'ya gelerek, 1214'te Erzincan ve Ahlat taraflarına yerleşti. Aynı boya mensup bazı aşiretler de DiyarbakırMardin ve Urfa'ya yerleştiler.

Süleyman Şah Kayı boyu'ndan birkaç bey ile Caber'e giderken Fırat Nehri'nde boğuldu. Ölümünden sonra Caber Kalesi'nin Fırat nehri hizasındaki kuzeyde (Türkiye'ye kuş uçuşu 30 km kadar güneyde) bir kümbete defnedildi.
süleyman
Mezarın bulunduğu bölge, I. Dünya Savaşı sonrasında Suriye Osmanlı Devletinden ayrılınca, Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır. Ancak Ankara Anlaşmasıve Lozan Antlaşması'na göre Türkiye'nin toprağı sayılmıştır. Günümüzde Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın mezarının yanında bulunan türbesinde Türk askeri nöbet tutmaktadır.

Süleyman Şah'ın Sungur TekinGündoğduDündar Bey ve Ertuğrul Bey adında dört oğlu vardı. Sungur Tekin ve Gündoğdu, kabileleriyle birlikte eski yurtlarına döndü. Dündar Bey ve Ertuğrul Gazi, 400 çadırlık aile efradıyla beraber yeni bir yurt aramak için Pasin ovası ile Sürmeliçukur yöresine gittiler.
                                                                  
Süleyman Şah
Süleyman Şah
Süleyman Şah türbesinde yazan bir yazı
Hüküm süresi? - 1227
Sonra gelenErtuğrul Gazi
Tam adıSüleyman Şah Kaya Alpoğlu
Doğum tarihi1178
Ölüm tarihi1227
Ölüm yeriFırat nehri
Hayme Ana
HanedanOsmanlı Hanedanı
BabasıKaya Alp
ÇocuklarıErtuğrul Gazi

Trafiğe kayıtlı otomobillerin yakıt cinsine göre dağılımı, 2004 - 2014

Trafiğe kayıtlı otomobillerin yakıt cinsine göre dağılımına bakıldığında LPG araçların en büyük paya sahip olduğunu görüyoruz.



Kaynak :TUİK

Binek Otomobil Pazarında 2014

Türkiye Binek Otomobil piyasasında 2014 yılı içinde 587331 araç satılmış. 
En çok satış yapan 3 marka ise sırayla Renault, Volkswagen ve Hyundai markaları olmuştur.



Satışı yapılan modellerin başında ise Fluence, Linea,Clio, Corolla ve Astra modelleri gelmektedir.

13 Ocak 2015 Salı

Paris dergi baskınına farklı bir bakış


Fransa-Paris'te yaşanan dergi baskını ile ilgili herkes farklı konuşuyor bir de Kadir Mısırlıoğlun'dan dinleyelim bakalım o nasıl anlatıyor.

12 Ocak 2015 Pazartesi

Diriliş "Ertuğrul" Her Çarşamba 19:55'te TRT1'de

Engin Altan DÜZYATANEsra BİLGİÇ

Diriliş "Ertuğrul"

13. Yüzyıl… Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı. 1071’de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul’dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek bir yurt istiyordu. Ertuğrul, göğü çadır, yeri yatak eyleyerek zor bir mücadeleye talip oldu. Tapınak Şövalyeleri ve vahşi Moğollar onun en büyük düşmanlarıydı. Ertuğrul, ümitlerin tükendiği bir çağda nice zorluğa göğüs gererek, azmi ve sabrı sayesinde düşmanlarını yendi ve Kayı boyuna bir yurt verdi. Bu yurtta üç kıtada altı asır hüküm sürecek olan dünyanın en ihtişamlı devleti Osmanlı İmparatorluğu kuruldu. Bu muhteşem devletin sırrı da kahramanımız Ertuğrul’un hikayesinde gizliydi. Ertuğrul’un, İbn-i Arabi’den aldığı bu sır, onu adım adım hayallerine taşıdı. Ertuğrul, hayallerine giderken aslında dünyaya yeni bir medeniyet armağan etti. Temellerini attığı devlet, dünyanın kaderini değiştirdi. Biz de dünyanın kaderini değiştiren adamın destansı hikayesine, boyun eğmeyen karakterine, büyüleyici aşkına ve tüm insanlığa yetecek adalet duygusuna şahitlik edeceğiz. “Bu mücadelede casuslar, hainler ve şövalyeler; Bu yolculukta entrika, tehlike ve ölüm; Bu hikayede yoldaşlık, fedakarlık, cesaret ve yiğitlik; Bu destanda büyüleyici bir aşk var.”KÜNYE Yapım: Tekden Film Yapımcı: Mehmet Bozdağ Proje Tasarım: Mehmet Bozdağ Yönetmen: Metin Günay Senaryo: Mehmet Bozdağ, Atilla EnginOyuncular: Engin Altan Düzyatan, Kaan Taşaner, Hülya Darcan, Serdar Gökhan, Esra Bilgiç, Didem Balçın, Hakan Vanlı, Levent Öktem, Serdar Deniz, Turgut Tunçalp, Mehmet Çevik, Hande Subaşı, Burcu Kıratlı, Cengiz Coşkun, Cavit Çetin Güner, Nurettin Sönmez, Osman Soykut, Fahri Öztezcan, Gökhan Atalay, Can Kahraman, Hamit Demir, Mehmet Emin İnci, Sedat Savtak, Tolga Sala, Özlem Aydın, Arda Anarat, Burak Temiz, Gökhan Karacık, Celal Al

yönetmen :

Metin Günay

yapımcı :

Tekden Film / Mehmet Bozdağ

tarih :

Her Çarşamba - 19:55

FİLİNTA Bir Osmanlı Polisiyesi... Her Salı saat 19:55'te TRT1de...




FİLİNTA

Bildiğiniz üzere bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı’nın 600 yüzyıl boyunca hüküm sürmesinin sırrı muhteşem askeri gücünden çok yüksek adaletidir. Osmanlı büyük adaleti sayesinde hüküm sürdüğü topraklarda hangi dine ve kültüre mensup olurlarsa olsunlar insanların rızasını kazanmış ve desteğini almayı başarmıştır.
Osmanlı adaleti tüm gücünü İslam hukukundan alır. Osmanlı'nın 19. yüzyıldaki adaleti nasıl sağladığını polisiye formatında anlatacağız.

TARİHİN İLK OSMANLI POLİSİYESİ

Hollywood filmleriyle yarışacak aksiyon sahneleri yazılan ve planlanan dizi için Spider Man’in aksiyon sihirbazı Dusan Hyska ve ekibi seçildi. Alanının dünya starı Hyska, Titanic, Er Ryan’ı Kurtarmak ve Spider Man gibi birçok Hollywood yapımının “second unit” uzmanı...
İzmit'teki 300,000 m2 alanda 40,000 m2 inşa edilen setinde, eski Pera’nın, tramvayına varana kadar birebir kopyasının inşa edildiği Avrupa'nın en büyük dizi platosunda çekilen dizinin makyajları ise, yine alanının dünya starı David Craig Forest ve ekibine emanet edildi. Forest, Lorenzo’nun Yağı, Çarli’nin Melekleri, Temel İçgüdü, Jaws 3 gibi birbirinden önemli onlarca filmin makyajlarını gerçekleştirmiş bir isim.
Ayrıca Lost, Fringe, Revenge gibi dizilerin yönetmenliğini yapan Bobby Roth, Filinta dizisine özel sahneler çekmek üzere Dizinin yönetmeni Kudret Sabancı ve yapımcıların daveti ile İstanbul'a geldi. Aynı zamanda dizinin danışmanlığını yapan Roth orta doğuda sevilen Türk dizilerinin Batı'ya açılımı için de destek olacağını belirtiyor.
Kadı Gıyasettin Hatemi, Mustafa için idam kararını verdikten sonra Padişah’ın huzuruna çıkar ve Mustafa’nın affını ister. Mustafa’dan emindir, suçu o işlememiştir. Sultan ilk önce buna izin vermese de hocasına güvenir, bir ara yol bulur. Mustafa’ya suçsuzluğunu kanıtlaması için 1 yıl süre verir. Eğer suçsuz olduğunu kanıtlayamazsa, bu 1 yılın sonunda idam edilecektir. Sultan’ın da Kadı Gıyasettin’den bir isteği vardır. Her türlü suçun kol gezdiği Galata’ya Kadı olacak ve orayı temizleyecektir.
Mustafa, suçsuzluğunu kanıtlamak için çabalarken Boris’in kızı Katya ile karşılaşır. İkisi birbirlerine aşık olurlar. Ama arada Boris engeli vardır. Boris’in İstanbul bürokrasisini kontrol etmek için güvendiği bir kişi daha vardır: Azize! Acımasız bir karaktere sahip olan bu kadın, tam anlamıyla melek yüzlü bir şeytandır. Alamet-i farikası ise, zehirleyerek öldürmektir. Bir taraftan karakterlerimizin ilginç hikayesi, öte yandan her bölüm birbirinden farklı polisiye olayların işleneceği Filinta, türünün ilk örneği olarak Türk TV dünyasını sarsacak.

Günün Mesajı


Günün Sözü

Edep Ya Hu




"Edep, aklın tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir."
Şems-i Tebrizi

Benzinli Araç sahiplerinin gözü parlıyor.



Petrol fiyatları ve dolardaki son düşüşlerden sonra benzinli araç sahiplerinin gözü parlıyor. Dünyada petrol fiyatlarının önemli ölçüde düşmesi, buna bağlı olarak Türkiye'de de akaryakıt fiyatlarında indirimler yapılması, benzinli motorların yeniden gündeme gelmesine neden olacak gibi. TUİK Haziran 2014 verilerine göre Türkiye trafiğe kayıtlı "9.552.829" otomobilin %30'u Benzinli, %28,1'i Dizel ve %41,5'ise LPG'li araç olduğu görülüyor



Volvo'dan yeni bir sınıf


Haberin devamını okumak için tıklayın

Volvo, yeni model atağını Cross Country ile sürdürüyor. Dört tekerlekten çekişli ve yerden yüksek olan Volvo S60 Cross Country, sedan kasa tipinde ilk kez böyle bir versiyon deneyerek rakiplerini de şaşırtmayı amaçlıyor. Bu otomobil başarılı olursa, bir sınıfın doğuşuna da öncülük etmiş olacak.

Haberin devamını okumak için tıklayın

10 Ocak 2015 Cumartesi

Her yıl 20 bin kişi silah satın alıyor

Haberin devamı için buraya tıklayın


Makine Kimya Endüstrisi Kurumu, 2010 yılında 17 bin 329 olan tabanca satışının 2011'de yüzde 13 artışla 19 bin 575'e yükseldiğini belirledi
World Bulletin/News Desk
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) verilerine göre; geçen yıl 3 bini ithal olmak üzere 19 bin 575 tabanca ve 40 milyon mermi satıldı.

Günün Sözü


"Bin sene de okusam, ne biliyorsun diye sorsalar.. Haddimi bilirim derim."
{Hz. Mevlana}

İşte Osmanlı belgelerine göre Nursi'nin şeceresi


İşte Osmanlı belgelerine göre Nursi'nin şeceresi

Osmanlı arşivlerinde yapılan belge çalışmasıyla, Akgündüz ve ekibinin Said-i Nursi hakkındaki Seyyidlik tezlerinin yanlış olduğu ortaya çıktı


Haberin devamını buradan okuyabilirsiniz.