10 Eylül 2015 Perşembe

KAYGIMIZ VATAN OLSUN!

Biraz geri, seçim öncesine gidip o zaman ki atmosfere yeniden dönelim. O zamanın iktidar partisinin oy oranlarına bakıldığında tek başına iktidar olma ve anayasayı değiştirme gücünde olduğu görülüyordu. Hatta bu gücün başkanlık sistemine geçişte etkili olacağı konuşuluyordu. Mevcut muhalefet partileri iktidarı çok fazla zorlaymıyor, etkisiz kalıyordu. Durum böyle giderse ülkenin gündemi tek partinin yönetiminde ana yasa değişikliği ve başkanlık sistem olarak değişecekti. Diğer taraftan CB, eski CB'ler göre elindeki tüm yetkilerini kullanıp bu sistemin provalarını yapıyordu.

Haliyle ve kendince haklı nedenlerle gündemin böyle değişmesini, özellikle CB'nin başkanlık sistemine geçmek istemesinin önünün kesilmesini isteyenler oldu. 

Bu arkadaşların, akıllarına parlak bir fikir getirildi. Eğer meclise 4. bir parti girerse, meclis aritmetiği ve buna bağlı gündemde değişecek ve CB'nin istediği yola da girilmeyecekti. Peki nasıl olacaktı bu iş?  
Tabi ki meclise girmesi en muhtemel partiyi yani "HDP" meclise sokarak. 

Oldu mu? Oldu hemde fevkaladesiyle oldu. Hatta kantarın topuzu kaçtı diyenler bile oldu.  HDP, MHP ile yakın oran ve millet vekili sayısıyla meclise girdi. Böylelikle bu arkadaşların istediği de oldu. 

Sonra, sonrasını da ben anlatmayayım bugün geldiğimiz durum ortada... Birilerinin (siz neresinden bakıyorsanız) isteğiyle kaos içinde, istikrar ve güvenden uzak, kan ve göz yaşı içinde bir ülke resmi çıktı ortaya..

Peki, bu saatten sonra ne yapılmalı?
Elbette, öncelikle sukuneti sağlamak için siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakıp, terörden, teröristen, silahtan, kan ve öfkeden uzakta durup istikrar ve güven için Vatan'ımıza sahip çıkmalıyız.

Sonrası, sonrası "Allah kerim" elbet geçmiş yıllarda olduğu gibi yine, yeni çıkar yollar bulunacak. İşte bu yolları bulmak için çokca sorular sormamız gerekecek kendimize.
Benim kafamı kurcalayan ve araştırılmasında çok büyük fayda olduğunu düşündüğüm en kritik soru şu;
Eğer meclise iki güçlü parti girseydi oyunuz hangi partiye olurdu? sorusunun cevabı, yada cevapları.. 

Buradaki temel düşünce, halk kendi durumuna ve görüşüne göre kendine en yakın (oy olarak en büyük) partide tercihlerini birleştirse yani bir başkasının eline bırakmadan sandıkta koalisyonu kurabilir mi? malum son araştırmalarda meclis aritmetiği çok değişmedi. Yani, bir önceki davranışın aksine daha uçlardan içeri doğru gelinerek ülkeye güven, istikrar getirecek güç birliği verecek oluşumu eliyle kendi yapsa.. En azından her iki tarafta birbirini kontrol edebilecek güç dengesinde olsa.. 

Seçim sonrası gelişmeleri gördük, hiçbir kurum başkanlıkları yada komisyonlarda hızlı ve dengeli bir seçim yapılamadı, her yer tıkandı. Böylelikle bu durumunda bir çok konuda ülkenin önü açılmış olacaktır.

Daha sonra bu düzen her türlü yeniden sorgulanır. Hatalarımız, yanlışlarımız tekrar gözden geçirilir. Ülkeyi daha adil yönetecek bir anayasa yapılır ve 80 anayasası vesayetinden de çıkılır. Güç dengesinin olduğu yerde sorunlar çabuk aşılır,
yeter ki ÜLKEMDE BİRLİK OLSUN.


Nacizane.. 

Hiç yorum yok: